Mizaç, kelime anlamı olarak ‘Huy, yaradılış, tabiat, karakter’ gibi anlamlara gelir (TDK). Tarihte en eski kaynakta “karışım” [Atebet-ül Hakayık (1300 yılından önce) ] “bünye, huy” [ F (1451) olarak geçmektedir. 

Gelişim psikolojisinde ise mizaç, genel davranışsal eğilimler olarak tanımlanır, ancak kişilik özelliklerinden daha geniş kişilik eğilimlerini yansıtır. Mizacın davranış kalıpları bebeklik döneminden itibaren devam etse de, kalıtsal eğilimler deneyimlerle etkileşime girerek yetişkin kişilik özelliklerini oluşturmaktadır. 

Mizaç, kişiliğin gelişiminde birincil önemi olan, nöral ağlar sayesinde davranışlarda bireysel farklılıkları sağlayan bir yapıdır. Mizaç, erken bebeklik döneminden itibaren, çocukların çevreye tepkileri önemli oranda değişkenlik gösterir. Mizaçtaki farklılıklar, biyolojik temelli ve bireylerin genetik miraslarına bağlıdır (Rothbart). Mizaçtaki bireysel farklılıklar genellikle yaşamın birinci yılında gözlemlenebilir ve kişinin yaşamı boyunca benzer şekilde devam eder. Araştırmalar mizacın akademik başarıdan sosyal yaşantıya kadar birçok durumu etkilediğini vurgulamaktadır (Buger). Uyumlu, kontrolsüz ve çekingen olmak üzere üç tür mizaç özellikleri üzerine yürütülen boylamsal araştırmada (Caspi) üç yaşında uyumlu olduğu belirlenen çocuklar, sağlıklı ve iyi uyum gösteren birer yetişkine dönüşürken, kontrolsüz çocukların ilkokul yıllarında daha fazla davranış problemi yaşadıkları (yalan söyleme, kurallara uymama), yetişkinlik döneminde ise yasalara uymakta, ilişkilerini yürütmekte ve iş bulmada sorunlar yaşadıkları görülmüştür. Yine, üç yaşında çekingen mizaca sahip olduğu belirlenen çocukların, yetişkin olduklarında fazla sosyal ilişkisi olmayan, depresyona yatkın kişiler oldukları belirlenmiştir. 

Bireylerin seçimleri mizaçlarını yansıtır. Örneğin, sosyal gelişimi daha iyi düzeyde olan çocuklar akranlarıyla ve diğerleriyle iletişimde daha başarılı olurken, atletik çocuklar piyano çalmaktan çok az zevk alabilir ancak basketbol oynamak için çok fazla zaman harcayabilir. Dolayısıyla çeşitli aktiviteler için herhangi bir genetik temel çocuğun yaratma ve deneyimleme ortamını etkiler. Çocuklar büyüdükçe kendi mizaçlarına uygun çevresel uyaranları seçme olasılıkları da artar. Buna verilecek en iyi örneklerden birisi aynı ailede yaşayan çocukların aynı ailede aynı ebeveynlerin sağladığı çevreden uzaklaşarak büyüdükçe birbirlerine daha az benzemeye başlamalarıdır (Bukatko ve Daehler). 

Ailede çocuğun mizacını anlayıp bu doğrultuda çocuğun gelişimine destek olmak, çocuğun kendi potansiyelini ortaya çıkarmasında ve benlik bilincini sağlıklı oluşturmasında oldukça önemli bir yapı taşıdır.  

Kübra Doğdubay

Yorumunuzu Yazın